24 Şubat 2010 Çarşamba

Bir sorumsuzun anatomisi...

Ödevlerimi sabah 6 da kalkıp yapmak üzere erteledim ve yattım.Hergün yeni ödevler veriyodu hocalar ve artık çok sıkılmaya başlamıştım,yaşıtlarımda benimle aynı durumda sürünüyorlardı ve ben 17 yaşında bir ergen olarak ev ve okul arasında mekik dokuyordum...

Sabah yine 6 da kalkıp ödevlerimi yapamadım ve sonuçlarına katlanmaya hazırdım,büyük ihtimal öğretmenim bu ödevleri benim iyiliğim için verdiğini kendi yararıma olduğunu söyleyecekti veya cetveli avuç içime çakacaktı...
Hemen üstümü giyindim ve bulduğum her kitabı çantama doldurdum,servisi yine kaçırırsam hocalar bu sefer "sorumsuzluklar" listeme geç kalmayıda ekleyecekti ve ben yine öğretmenlerin gözünde biraz daha düşecektim.Çünkü onların dünyasında ben bir sorumsuzdum...

Şanslıyım ki servise yetişebildim,servise bidim ve"günaydın" dedim fakat kimi salyalar saçarak uyuyordu kimi ders çalışıyordu.Bazıları akşam yetiştiremediği için serviste çalışıyor,bazıları ise servisteki öğretmenlerin götüne girmek için serviste çalışıyorlardı.En arka koltukta yerimi aldım ve en sevdiğim servis arkadaşımı beklemeye başladım.
Servis bir öğretmeni beklemek üzere durdu,servis şoförü normalde her geç kalan öğrenciye "sen nerdesin ? hep böyle bekletiyorsun benide arkadaşlarınıda" diyen bir insan değildi.Öğrenciyi görmedimi ? hemen basar giderdi.Sabırsızdı ve servistekileri bir an önce eğitim yuvalarına sokuşturmak istiyordu.
Sonra öğretmen olacak o kadını evinden çıktığı andan itibaren şuursuzca izlemeye başladım.Suratında bir ton makyaj,elinde birsürü kağıt,topuklu ayakkabılarıyla "koşuyormuş" gibi yapan ve ödevini yapmadığım adı Betül olan sözde öğretmeni...
Servise bindiği an inanılmaz ağır bir parfüm kokusu uykumu açtı,ve kendime geldim."Ayy erken geldiniz ama yinede özür dilerim" diye hem yavşakça bir özür diledi hemde üste çıkmaya çalıştı.Şoför "haklısın hocam erken geldik" dedi ve kararlı ve sabırsız bi şekilde yola konsantre oldu.
Betül öğretmen hemen meslektaşlarının yanına oturdu ve dün neler yaptıklarını konuşmaya başladılar.Bir ara kulağıma "feysten ekliyolar beni çocuklar ay banane" diye bi cümle geldi.
"Doğru" dedim içimden,"Sana Koca adamlar lazım"...
Betül hoca yanında oturduğu meslektaşının bi kaç cümlesini başıyla onayladıktan sonra arkasında ders çalışan "örnek" öğrencileri bi süre izledi."Ay ay ay maşşallah maşşallah" dedi.Çocuklar onun gözünde artık gelecek vaat eden,pırıl pırıl çocuklardı.Benim gözümde ise bir avuç yavşak...
Bir ara göz göze geldik betül hocayla,bi kenara attığım çantamı,içinden dökülen bir kaç test kağıdını,ve sonra beni dikkatlice süzdü.Sonra sanki çok iğrenç bişey görmüş gibi yüzünü buruşturup önüne döndü.Bir süre yanındaki arkadaşıyla bişey konuştular,sonra tekrar bana dönüp "dün verdiğim ödevi yaptınmı sen ?" diye sordu.Nasıl olsa Betül hocanın dersi 6. saat ti ve ödevi yetiştirecek bol bol vaktim vardı."Yaptım hocam" dedim."Hayret" dedi ve tekrar önüne döndü...
Sonunda en sevdiğim arkadaşım Cansu'nun evine geldik,cansu yine tam uyanamamıştı,servise bindi "günaydın" dedi.Betül hoca bi baktı ama bişey söylemedi,çünkü oda bir sorumsuzdu ve onların dünyasında işgal ettiği yer ufacıktı..
Cansu hemen yanıma oturdu ve muhabbet etmeye başladık.Dün izlediği bi filmden konuştuk bir süre kahkahalar atarak.Serviste sadece cansu ve ben konuşuyorduk.Betül hoca dönüp "siz ne bok yiyosunuz" der gibi bi bakış attı,sonra yine yanındaki siktimin meslektaşına dönüp "evet çenesi açıldı allahım yarabbim" falan diye konuşmaya başladılar.
Sonunda okula geldik ve herkez bi telaş servisten inmeye çalışıyordu.Sanki servisten ilk inene ödül veriyorlarmış gibi.Cansu ve ben servis boşalana kadar bekledik,rahat rahat indik servisten ve sınıfımızın yolunu tutmaya başladık...

Okul her sabah olduğu gibi "yeni temizlenmiş" kokuyordu.Görevli teyzeler,amcalar ellerinde cif ve bez ile dolanıyorlardı.Fazla oyalanmadan Cansu ile birlikte sınıfa girdik,herkez binbir telaşla bişeyleri defterine yazıyor veya sıra kenarlarına küçük küçük formüller yazıyorlardı.Cansu "sınava çalıştınmı ?" diye sorduğunda kocaman bir "Hassiktir" çektim."Ben bikaç biişey biliyorum ya yardım ederim" dediğinde Cansu,biraz rahatlamıştım...
Çok geçmeden hoca sınıfa girdi,Cansu hemen yanıma oturdu.Hoca kağıtları dağıttı,sınav başladı bi şekilde Cansu'dan yardım alarak 10 soruluk yazılı sınavın 5 sorusunu yapabildim.Diğerlerine saçma sapan işlemler yaptım ve hiç olmazsa bi "60" gelir düşüncesiyle biraz rahatladım.Fizikten bir bok anlamıyordum...
Sonraki dersler uyudum,arada bir tahtaya baktım,sıra 6. derse gelmişti,ve ben ödevi yapmayı unutmuştum...
Hemen sınıftaki bikaç kişiye ödevi yapıp yapmadıklarını sordum.Çoğu yapmamıştı fakat yaptığından emin olduğum bi kaç çocukta "ya bikaç bişey yazdım emin değilim" falan diye başından savmaya çalıştı beni,Cansu'ya sordum oda yapmamıştı.Neyse dedim ve sıramda uyuklamaya devam ettim.
Betül hocanın koridordan gelen topuk sesleriyle içimi bi korku kapladı,niye korkuyordumki ben bu kadından ?öğrencileri umurunda olmayan,saçma sapan makyaj yapan ve facebookta bizlere yeri olmayan bi kadındı...
Sınıfa girdiğinde herkez hemen ayağa kalktı,Hoca önce herkezi süzdü ve sonra çok otoriter bi şekilde "günaydın" dedi.Günaydın dedik ve oturduk.Hemen "açın bakalım ödevlerinizi" diye tatlı dille biraz yumuşattığını düşünüyordu içimizi,bikaç çocuğun önünde zaten hazırdı ödevleri.Küçük ayarlamalar yaptılar ve kusursuz ödevlerini sergilemek üzere dimdik oturuyorlardı.
Sıra bana geldiğinde daha sıramın üstüne bakmadan bana bakmaya başladı kadın,sonra "ödevini yaptınmı ?" diye sordu.Verdiği ödevin umrunda olmadığını biliyordum,Birilerinden sinirini çıkarmak zorundaydı ve o kişi bendim."Hocam getirmeyi unutmuşum" dedim.Boş boş bakmaya devam etti,hiçbişey söylemeden masasına oturdu ve bi kağıda bişeyler yazmaya başladı.Ucuz kurtuldum dedim içimden.Cansu içinde aynı şeyler oldu fakat Cansu uyumaya devam etti...


Hocanın tahtanın önüne geçtiğini gördüm,kafam sıraya yatık bi şekilde yaşıtlarımın eylemlerini "paralel" olarak izliyordum.Hocanın şöyle dediğini duydum."Çocuklar bu ödevler sizin zararınıza gibi davranmayın,bakın sonra şunun gibi olursunuz" dedi ve herkezin bana baktığını "paralel" bir şekilde gördüm.Yaşıtlarım bana bakarak kıkırdamaya başladı,bazıları yine öğretmenin götüne girmek için gülerken,bir yandan "hoca beni gülerken görüyormuki ?" diye yan yan hocayı izliyorlardı.Gittikçe sinirlenmeye başladım...
Hala devam ediyordu kadın,"onun gibi olmak istemiyorsunuz değil mi yavrucaklarım? kim isterki ? sabah akşam uyuyun,buna okul dahil (kahkahalar yükseliyordu) ha gereksiz olmak istiyorsanız o başka tabii ki "....Kahkahalar beni çıldırtacak düzeye gelmişti,artık bir cümlesine bile katlanamazdım.Kafamı kaldırdım ve kendimi çok zor tutuyordum.Cansu bende bir terslik olduğunu anladı ve elimi tuttu hemen,"sakin ol" der gibi bakıyordu.Hoca devam etti...
"Ayy bak bak arkadaşıda destek oluyor ya o çokmu üstüne gitt..."

-"ULAN OROSPU ! SİKİMDE DEĞİLSİN ANLADINMI !! ÖDEVİNDE SİKİMDE DEĞİL SENDE SİKİMDE DEĞİLSİN"
-"SEN BENİMLE NASIL BÖYL.."
-"ASIL SEN BİZİMLE NASIL BÖYLE KONUŞURSUN ! KİMSİN ULAN SEN Bİ KAĞIT PARÇASINI DOLDURMADIM DİYE HAYATIMA SÖVÜYOSUN KAŞAR !
Ben hayvan gibi bağırırken yaşıtlarım beni korkarak izliyorlardı.Cansu ayağa kalktı,bir yandan ağlıyor bir yandan beni dışarı çıkartmaya çalışıyordu...
-"SENİN ÖĞRENCİLİK HAYATIN BİTTİ ANLADINMI BİTTİ"
Cansu'dan kurtulup hızlı hızlı kadının üstüne yürüdüm
-"BANA ELİNİ SÜRERSEN SENİ HAPSE ATT.."
Cümlesini bitirmeden kafasından tuttuğum gibi tahtaya vurmaya başladım,her vuruşta biraz daha rahatlıyordum,deli gibi zevk alıyordum,vurdukça sesi kesiliyordu.Çok hoşuma gitmişti bu .
Hiçkimseden çıt çıkmıyordu...
10-20 kere kafasını tahtaya vurdurduktan sonra bişeyler mırıldanmaya başladı,hiç dinlemeden tekme tokat dövmeye başladım.Tahta kan içinde kalmıştı,kadında artık direnemiyordu bana.Kafasını bıraktım ve baam diye yere düştü,kendime geldiğimde bütün okulun koridorda olduğunu gördüm.Hepsi bana bakıyordu.Hocalar,öğrenciler,görevliler herkez benim vahşetimi izledi.
Cansu ise yerde yatan kadına bakıyordu,hafif gülümsediğini gördüm,biraz daha gülümsedi,biraz daha,biraz daha...
İkimizin kahkahaları okulu yıkıyordu,cansu ile el ele sınıftan çıktık.Koridorda yürürken herkez bizi alkışlamaya başladı.Sevinç çığlıkları yankılandı okulun her tarafında,hocalar bile dahildi bu olaya.Birbirlerinin üstüne atlayan çocuklar,sarılan öğretmenler,dans eden görevliler herkez mutluydu...Ve yine el ele okulu terkederken arkamızda güneş batıyordu...

O günden sonra Cansu ve ben hayatımızı bu tarz öğretmenleri öldürmeye adadık.Çok başarılı olduk .Hiç yakalanmadık çünkü halkın desteğinide arkamıza almıştık,yer altında hertürlü silahın dolup taştığı,ayrıca yaşanabilir bir sığınağımız vardı.Arkamızda tonlarca ceset bıraktık...

Artık Sorumluluk sahibi bireylerdik...
Güneşin battığını bidaha hiç göremedik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder